30 Eylül 2015 Çarşamba

Kan'dan Beslenenler

     Herkese merhabalar. Bu tip bir yazı daha önce hiç yazmadım,  yazmayı da düşünmüyordum ama artık dayanamıyorum. 6 Haziran seçimlerinden beri ülke kan gölüne döndü. Kan'dan beslenenler kaldıkları yerden devam ettiler. Dağdakilerin kime,nasıl ve ne şekilde hizmet ettikleri bu yaşananlarla iyice afişe oldu.
     Aslında söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Malum sebeplerden ötürü konuşmaya, yazmaya korkar olduk. Sesimiz içimize kaçtı, içimizden konuşur olduk.
     Ötekileştik, ayrıştık, insanları iyi-kötü skalasından çıkarıp dil, din, ırk, mezhep, şucu, bucu, filancı diye klasmanlara ayırdık,ayrıldık.
     Elimizdekilerle yetinip, daha fazlasını isteyemez hale gelip, hamuduyla götürenleri sadece izler tepki bile veremez hale geldik. Kısacası hepimiz birer robota dönüştürüldük. Bir reklamda her gün aynı filmi izlediklerine isyan eden çifti hipnoz eden bir karakter vardı. "Her bir repliği ezberleyeceksiniz, ne olur her gün izleseniz" gibi bir şeyler söylüyordu. İşte hepimiz oradaki çiftlere döndük.
     Dilerim Allah'tan kim bizlere bunları yaşatıyorsa evlatlarıyla sınansınlar. Evlatlarında görsünler yaşasınlar. Benim en kıymetlim evladım, herkesin de öyle olduğunu düşünerek bu duamı ediyorum. Ve diyorum ki CAN VEREMEYİN İNŞALLAH!

1 Eylül 2015 Salı

Yeniden Merhaba!

     Uzuuun bir aradan sonra tekrardan merhabalar herkese. Bir ayı geçmiş en son yazımı paylaşalı. Bu yaz o kadar yoğun geçti ki benim için koca yaz nasıl geldi geçti anlamadım yahu :))
     Neler oldu neler yaptık kısa kısa sizlerle paylaşmak istiyorum. Evimizin,kalbimin ortası canım kızım Gençlik Kampları kapsamındaki Kırşehir Kaman Yaz Kampına katıldı. Bir hafta olarak düzenlenen kampa zorla gitmesine rağmen dönerken de ağlayarak geldi. Seneye tekrar başvurmamı ve yine gitmek istediğini,bir çok etkinlik yaptıklarını, bir çok şehirden bir sürü arkadaş edindiğini anlatıp durdu. Küçük hanım kampa gitmeden önce yazlıktaydı. Yazlıktan bu kamp için kendisini geri getirdiğim için bana baya sitem etmişti. Ama kamp dönüşü teşekkür üzerine teşekkür etti :)
     Çalışmış olduğum şirket ilk defa bu sene 15'er günlük izin kullanmamıza izin verdi!Hayat arkadaşımın yıllık izniyle benim izin tarihimi denk getirdik. İzin tarihlerimizi kızımın kamp dönüşüne ayarladığımız için üçümüz için ilk defa çıktığımız ve asla unutmayacağımız bir tatil yaptık. Atladık arabamıza sahil yolunu kullandık ve soluğu Alanya'da aldık. Alanya'ya giderken dönüş yolunda duracağımız koyları ve mekanları belirledik. Tatile çıkmadan önce bütçemize daha uygun olacağını düşündüğümüz için bir apart otelde kalmayı uygun gördük. Booking.com aracılığı ile bir çok oteli inceledim günlerce. Rose Garden Apart Hotel'de karar kıldık. Booking.com sitesindeki yorumlardan bazılarının ne kadar doğru bazılarının da ne kadar abartılı olduğunu anladım otele giriş yaptığımızda. Otel yetkililerinin verdiği tüm bilgiler ve sitede yazan tüm tanıtım açıklamaları,fotoğraflar tam olarak doğruydu. Eksik hiç bir şey yoktu. Çalışanlar son derece kibar ve ilgililerdi. Hem ekonomik bir tatil yapmak hem de rahat etmek isteyenler için tavsiye edebilirim. Otele yerleştikten sonra kendimizi sahile attık. Akşam üstü otele dönerken yerel bir pazara rastlayınca çocuklar gibi sevindim. Gerekli erzağımızı da pazardan hem taze hem de daha uygun fiyata almak beni çok sevindirdi. Alanya'da denize girmek istiyorsanız ya parayla şezlong ve şemsiye kiralayacaksınız yada halk plajından faydalanacaksınız. Halk plajında şemsiye yok ama şezlong erken giderseniz bulma şansınız var. Biz günlük kiralamayı tercih ettik. Şezlongun ve şemsiyenin tanesini 5 TL'ye kiralıyorlar. Her gün otelde bir şeyler yapıp yemek istemedik. Ve ucuz,temiz ve lezzet üçlüsünü bir arada barından mekan araştırmasına girdik. Kurtarıcı olarak gördüğüm dönercilerden de burada bir tane bulduk. Fotoğraflarda mekanı görebilirsiniz. Alanya ekonomisi aslında büyük yüzdeyle yabancı turist üzerine kurulu ancak yerli turiste davranış şekilleri de asla kötü değildi. İki gün üst üste Dim Çayına gittik. O kadar çok tesis ve mekan vardı ki bir türlü karar veremedik. En sonunda bizim için en uygun tesisin Cennet Vadisi isimli mekan olduğuna karar verdik. Fiyatlar korkulacak kadar yüksek değildi ayrıca çalışanların ilgisi ve güler yüzlülüğü çok hoşumuza gitti. Çayın suyu o kadar soğuktu ki kızımın Dim Çayı suyu için kurduğu cümle hepimizi güldürdü: "Ya biz bu kadar soğuk suyu buzdolabından çıkarıp içiyoruz.Bu su nasıl bu kadar soğuk oluyor" :)) Bu kadar soğuk suya rağmen süper ikili hayat arkadaşım ve aşkım kızım köprülerden mi atlamadılar,kulelere mi çıkmadılar. Bendeniz ise fotoğraf çekip onları izlemekle yetindim. Onlar kadar cesaretli değilim :)) İki kez bir gündüz bir de akşam olmak üzere Alanya Kalesine çıktık. İlk defa bu kadar büyük ve bakımlı bir kale gördüm :) Kale içinde evler ve içinde yaşayanlar var biliyor musunuz? Bana çok ilginç geldi. Bir sürü eski mezar var kale içinde. Evler,kale,mezarlar,kale içindeki bir sürü tarihi mekan iç içe. Hem güzel hem korkutucu bir durumdu bu benim için. Düşünüyorum da benim kale içinde bir evim olsaydı oturur muydum diye, bir türlü cevaplayamadım bu soruyu :) Bir hafta rüya gibi geldi geçti. Dönüş yolunda da belirlediğimiz koylarda durup denizin ve güneşin tadını çıkardık. Bir iki günde Mersin ilçelerinden birinde konaklayalım diye düşünmüştük ama fiyatları görünce vazgeçtik. Sıradan bir pansiyon bile  bir günlük oda fiyatını 150 TL dedi. Oysa biz Alanya'da bunun yarı fiyatına kalmıştık. Haliyle kalmaktan vazgeçip evimize döndük. Kalan bir kaç günlük iznimizi de evimizde,arkadaşlarımızla,arkadaşlarımızla,havuzda,orada burada geçirdik.
     Ay başı itibariyle tekrar iş başı yaptım ama inanın işe giderken ayaklarım geri geri gitti. İnsanın çalıştığı yerde huzurlu olması kadar önemli bir şey yokmuş. Ne para ne pul en önemlisi huzurmuş. İş arkadaşlarım iyi insanlar ama işverenler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef. Dilerim ki en kısa sürede kurtulurum ve evimde ailemle olurum. O kadar bıkmışım ki bu iş yeri sonrasında çalışmak bile istemiyorum, düşünün halimi...
     Tekrar görüşmek üzere hayal ettiğiniz gibi yaşamanız dileğiyle hoşçakalın :))