21 Ağustos 2014 Perşembe

Ve Tanrı Kadını İş Hayatına Attı!!!

        Günaydın herkese! Bayılıyorum perşembe günlerine, bana hafta sonunun geldiğini haber veriyor :)
Eğitim ve öğretim hayatım ile ilgili tüm münasebetim bittikten sonra kendimi atmamak için direndiğim ama kaçınılmaz son olan "iş hayatı" tabi ki beni de buldu.Yaklaşık 10-12 yıldır çalışıyorum ve hala doğru dürüst bir faydasını göremedim :).Hep yetmeyen bir maaşım ve 10 senede iki kere denk geldiğim yıllık iznim oldu :).
Amaaan neyse ; hanımlar sizlere bir kaç şirket profili çizeceğim; iş hayatına atılacak hemcinslerimiz için fikir oluşturur diye düşündüm. 
        

Ataerkil bir şirkette çalışmak: Evde erkek baskınlığı ayarıyla büyümemiş,öyle bir çeşit sevgili yapmamış bir kadın için ben nereye düştüm modeli olma yolunda atılmış en büyük adım. Çözüm ya hemen istifa etmek ya da ben de varım hoop noluyo deyip yola devam etmek ve şirkette olumlu değişimlere sebep olmak.
Kocaman olan ama kurumsallığın kelime anlamını dahi bilmeyen bir şirkette çalışmak:Buna yapacak bir şey yok canım hemen istifa et, yok edemiyorsan iş bulana kadar çalışman lazımsa buna da yapacak bir şey yok.Bir an önce iş bulmaya bak.
Esnaf zihniyetiyle iş yapan bir şirkette çalışmak: Bak güzelim esnafın durumu ortada hepsi kan ağlıyor hiç zorlamayalım istersen ne maaşın çok iyi olur ne de özlük hakların. Anladın sen beni.
Kendi işini yapmak:Riskli ama hayatta bir kez denenecekler listesinde kesinlikle bulunmalı.
Küçük ama hakkaniyetli bir şirkette çalışmak:Çalışılabilir hakkını alırsın korkma
Birden fazla işletmesi olan bir şirkette çalışmak:Hem risklidir hemde güzel.Risklidir işten ayrılırsan diğer işletmelerin kapıları da otomatik olarak kapanmış olur, güzeldir işletmeler arası transferin olabilir daha iyi şartlarla yada istediğin koşullarda. 
İçi dışı bir her şeyi kurumsal bir şirkette çalışmak:Sakın istifa etme,rakiplerine dikkat et, kendini bol bol geliştir, güzelleştir ve buradan emekli ol mümkünse!
Devlet memuru olmak:Olamadım ya ben ona yanıyorum :|



20 Ağustos 2014 Çarşamba

Bekar Anne Olmak..

         
           Kızıma hamileyken sürekli dua ederdim: "Allah'ım lütfen beni çok sevsin yavrum" derdim hep. Dünyaya geldiği gün sevinç,telaş,merak,hüzün,kaçış planları vs vs duyguların tortop olduğu bir duygu harmanı fırtınasına yakalanmıştım :) . Günler süren bu harman zamanla yerini bir dinginliğe ve "anne olmanın verdiği keyf"e bıraktı. Bazen öyle diyaloglar yaşadık ki "bu anı hiç unutmamalıyım" diye hafızama kazıdığım oldu. Gün geldi, biz 3 iken 2 olduk ve kızımla devam ettik hayat yolculuğumuza... Asla sorgulamadım,isyan etmedim sadece korktum... Tek başıma yapabilir miyim oldu korkum...Kör- topal- tombalak yıllar geçti ve M. artık 13 yaşında...Tek başıma yapabiliyormuşum öğrendim...
              Artık bir genç kız var karşımda duran. Ve ben artık daha da güçlü olduğumu hissediyorum. Küçüğüm ergenliğe giriyor,büyüyor diye evet tatlı bir telaş bir yandan da hafif bir gerginlik duymuyor değilim içimde...Yine de ben artık daha güçlü olduğumu hissediyorum...Hep arkanda olacağım yavrum diyorum.... Hep arkanda olacağım ki nasıl yol aldığını göreceğim...Hep arkanda olacağım ki yorulduğunda yaslanacağın omuz olacağım...Hep arkanda olacağım ki tökezlediğinde tutabileceğim seni...
               Bekar anne olmak zor hem de çok zor. Zor olduğu kadar da güzel...İki kişilik dünyanızın patronu da işçisi de sizsiniz bir kere...Daha tedbirlisiniz hayat karşı ama kaçarak da yaşamıyorsunuz. İyi ve kötü günlerinizde ne kadar doğru dostlar edindiğinizi görebiliyorsunuz...Ve ilginçtir çocuğunuzu daha çok seviyorsunuz....Dünyevi işlerde biraz zorlanıyorsunuz belki ama güzel günlere değişmiyorsunuz hiç bir şeyi... Tüm maddi manevi yorgunluğunuzu bir gülücükle unutmanız daha kolay oluyor...Özel günleriniz daha özel oluyor iki kişilik dünyanızda...Her şey daha özenli oluyor kısacası her şey daha narin daha nazik...
               Bekar anne olmak zor evet ama her şeye rağmen ANNE olmak çok güzel...